KİM VERDİ BU SAF ALKOLÜ? SADECE HEMŞİRELER Mİ?
Geçtiğimiz gün, olayın yaşanmasından 36 saat sonra medyaya yansıması ile duyduğumuz ve bir bebeğimizin kaybı diğerlerinin de ağır hasta olmasına yol açan “mamaya alkol karıştırma” olayı henüz çok tazedir. Soruşturma sürmekte ve yargılama olacağına da öngörülebilmektedir. Ancak görülen odur ki, bu iş o sırada görevde olan 5 hemşirenin başına yıkılmak istenmektedir. Aşırı mesaileri olan, en fazla özenle çalışmak zorunda kalan bu beş hemşirenin yüzlerce bebeğin hayatını da kurtardığı görmezden gelinerek günah keçisi ilan edilmekte hatta onlara “katil” damgası vurulmak istenmektedir.
Bu beş hemşire, olaydan sorumlu mu değil mi, ihmal neticesinde ölüme sebebiyet verdiler mi vermediler mi elbette yargılama sonucunda ortaya çıkacak olsa da, şu soruları sormadan geçmek istemiyorum.
İhmaller nedeniyle onlarca hastanın öldüğü, devlet hastanalerinden bahsediyoruz. Özverili çalılşan sağlık çalışanlarımıza sözümüz elbette yoktur. Fakat, 2011 yılında sel baskını olmuş, 8 kadar yoğun bakım hastası bu nedenle ölmüştü. Bazı yorumcular “zaten yaşlıydılar” deme cüretini dahi göstermişti. 2020 yılında koğuşlarda çıkan yangın sonrası taşınmak istenen dört hasta da ölmüştü. Kan nakli sırasında yanlış kan verilen bir kadın hasta bu sebeple yaşadığı komplikasyonlar sebebiyle vefat etmişti. Buna benzer birçok olay daha yaşanmıştı ancak aklıma ilk bunlar geliyor.
En başta sistemin bozuk olduğu kabul edilmelidir. Peki böyle bir devlet kurumuna halkın artık güven duyması mümkün müdür? Bu çürümüş, adeta kendisi “sağlıksız olan sağlık sisteminin” bütün sorumluluğu beş hemşireden mi kaynaklanmaktadır? Baş hekim, müsteşar veya sağlık bakanı bu işten hiç mi sorumlu değildir?
Özel şişeler veya ambalajda tutulması gereken kimyasal maddeleri, devlet hastanelerine kim, nasıl, hangi surette sağlamaktadır? Ölüme sebebiyet veren saf alkol yani ispirto, hastaneye hangi şirket tarafından sağlanıyor? Bu şirketin ortakları ve direktörleri kimdir? Bu sorular neden sorulmuyor da, suçun tamamı hemşirelere yıkılıyor.
Basından öğrendiğimiz kadarı ile polisin bulguları, saf alkolün, 5 litrelik pet şişelerde, üstüne adi bir bant yapıştırılarak, “saf alkol” ibaresi bulunan bir şekilde hastanede olduğu yönündedir. Polisin bulguları bu şekilde iken bizim gözlemlerimiz de şu şekildedir; Herhangi bir kimyasal madde, ki alkol de kimyasal bir süreç sonucunda elde edilir, özel şişeler ve ambalajlarda bulunur.
Ölüme yol açan, mamaya karışan saf alkol, neden adi bir su şişesi içinde hastahaneye taşındı? Bu maddeyi kim sağladı? Hastahaneye kimyasal maddeler veya tıbbi malzeme sağlayan şirket ile siyasilerin veya atanmış kişilerin bir bağlantısı var mıdır? O nedenle mi olay örtbas edilmek istenmektedir? Çünkü bu yönde bir görüntü sergilenmektedir.
Bunu ben sıradan bir vatandaş olarak görmekteyim, ilgililer neden görmemektedirler? Yoksa görmek mi istemezler? Peki araştırmacılar bu soruyu neden sorgulamadılar? Sorgulamamaları için bir sebep mi bulunmaktadır? Bu basit bağlantıyı araştırmak için Uğur Mumcu olmaya da gerek de yoktur.
Ahmet S. Sayın











