
Filiz Besim, “Ülke şartları yettiğince hemşirelerin sorunlarını çözmelisiniz. Yasaklama yöntemi tamam değil. Onları üzüyor, kırıyor, çalışma barışını bozuyorsunuz” dedi.
Hemşirelerin en kırgın olduğu konunun “mama skandalı” olduğunu da söyleyen Filiz Besim, “Bu skandaldan sonra sağlık sistemi ekstra bir yara aldı. Sistem çöktü, enkazın altında hemşireler kaldı. Çocuk Yoğun Bakım Servisi’nin de kanatları kırıldı” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı’nın bu olayın hemen sonrasında kendi içinde bağımsız bir denetleme ve sorgulama kurulu kurması gerektiğini de belirten Besim, bu iç soruşturmadan yargının da yararlanabileceğini ifade etti.
Hemşirelerin kreş, lojman, toplu taşıma ile ilgili beklentilerine de dikkat çeken Filiz Besim, hemşirelik okuyanlara artık burs verilmediğini söyledi.
Nakil Tüzüğü konusunda da konuşan Besim, “Bir hemşirenin nereye gideceği bakanın iki dudağı arasındadır” dedi.
Bağımsız Girne Milletvekili Jale Refik-Rogers, sağlık sistemine erişimde sıkıntılar yaşandığını, kanser, MS, romatizma gibi otoimmün rahatsızlığı olan hastaların kurul süreçlerinde yorulduğunu ifade etti.
Bu süreçlerin sadece hasta için değil hasta yakınları için zor olduğunu dile getiren Jale Refik-Rogers, bu bürokratik sistemlerin “hasta olmayanları bile hasta ettiğini” söyledi.
Hekimlerden randevu alınan sistemi de eleştiren Jale Refik-Rogers, ilaç ücretlerinin hastalara geç ödendiğini, sosyal sigortalı hastaların ilaçlar için yüzde 20’den fazla ödeme yaptığına dair bazı bilgiler de olduğunu belirtti.
Sevkler için yapılan kurulların da karmaşık olduğunu, bazı durumlarda hastaların hayatını bile kaybettiğini söyleyen Rogers, İlaç Eczacılık Dairesi’nin verimli çalışamadığını bu yönde yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Rogers, “Bu daireyi daha güncel, daha çağdaş bir düzene koymak gerek. Burasının geçici işçilerle çalışan bir yer olmasının önüne geçilmeli” dedi.
KKTC’de ilaç konusunda bir kriz masası kurulması gerektiğini belirten, dünyada bu konudaki gelişmelere işaret eden Jale Refik-Rogers, ülkede ilaç üretiminde parlak bir tarihçe olmadığını, bu mekanizmanın yeniden kurulması gerektiğini de ifade etti.
“HIV pozitif” olanlarla ilgili de konuşan Rogers, bu insanların ülkeden deport edilmesinin insan hakkı ihlali olduğunu kaydederek, deport edileceğini bilenlerin kayıt dışı yaşama düşebileceği konusunda da uyarı yaptı.