34,2452$% 0.28
37,6376€% -0.37
45,0841£% 0
2.921,73%0,22
2.653,23%-0,08
9.109,34%2,37
PALUZE KRİZ VE HAYAT PAHALILIĞI
Kuzey Kıbrıs ekonomisinde kriz’in çözüm formülü en yakın tarihi alarak 2018 den bu bugüne devalüasyonlar ve pandemi krizi ile beraber karşımıza çıkan tüm problemlerin çözüme noktasındaki yaklaşımların bugün son devalüasyonda yaşadığımız hayat pahalılığından kurtulmanın formülü açıklıyorum PALUZE.
Nedenleri ve niçinleriyle gözden kaçırdığımız bunca zaman fark edemediğimiz hükümetin kriz çözme yöntemlerinden bir yenisini daha eklemiş bulunuyoruz.
Ülkemizde son 1 Ay içinde TL değer kaybı sonucu yaşanan etkinin sektörler üzerindeki etkileri henüz ortaya yeterince çıkmadığını biliyoruz ancak öngörümüz gereği bu enflasyon ile ekonominin İçinden çıkılamayacak bir hale geldiğini son 5 yılda tüm kesimlerin birçok şekilde ortaya koyduğu tespitler öneriler formüller görmezden gelen ülkenin yönetiminde bulunan ülkeyi daha iyi yöneteceklerini iddiasıyla sorumluluk alan hükümetin halkın yaşadıkları ile ilgili meselelere bakış açısı rakamlarla oynandığında rakamlar büyüdüğünde alım gücünün arttığını iddia eden ilginç bir formülle toplumun algısıyla oynadıklarını biliyoruz.
Ancak algı ile oynamak alım gücünü arttırmadığı gibi piyasalardaki etkisinde görülmediğini bilmeleri gerektiğini buradan söylemek istiyorum.
Hiçbir şeyin tamam gitmediği bu zamanda ekonominin büyük bir kısmı döviz üzerinden döndüğü ancak kazançlarınızın büyük bir kısmını ise Türk parası üzerinden devam ettiği bir ülkede PALUZE formülü bu iş çözülecek mi bilim insanlarını bu konuda göreve davet etmek gerektiğini düşünüyorum.
Çalışanın emekçinin esnafın zanaatkarın emeklinin üreticinin neredeyse kazancının % 100 Türk parası üzerinden kazanırken girdilerinin yüzde 95’e yakını dövize Endeksli veya doğrudan döviz üzerinden gider olması bir ayda neredeyse %30’un üzerine çıkan TL değer kaybının nasıl önleneceği ile ilgili formülü hükümet açıklamış bulunuyor, KDV oranlarının düşürülmesi ve sıfırlanması önemsiz bulmuyarum ancak son 5 yılda yaşananların ve son iki ayda yaşanan krizin çözüm önerisi ve kriz önleyici bir paketmiş gibi heyecanla açıklanması karşılıksız çek gibidir.
Ülkemizde işletmelerin sürekli açılıp kapanıyor olması 3 ay 6 ay ve 9 ay aralığıyla işletmelerin kapandığını görüyoruz bu istikrarsız yapının son 5 yılda giderek artarak yerel işletme ve yerel işgücünün azaldığı onun yerine yabancı iş gücü ve yabancı sermayenin neredeyse bütün sektörlerinin alanlarına nüfuz ettiğini görüyoruz.
Bu öyle bildiğiniz gibi sermaye ve teknoloji getirilerek ülkede istihdam yaratmak için değil ülkedeki mikro ve küçük işletmelerin işlerini yapabilmek adına ortaya çıkan on yılardır sesimizi yükselterek anlattığımız küçük esnafın ülkenin kalkınmasındaki önemli rolünün yerel olmasının önemini algılayamayan ve anlamayan yapı ile biz başbaşayız.
Ülkeye güneyden büyük bir döviz akışının olduğu görülüyor ve hissediliyor, Türkiye’den uçaklarda yer bulunamadığı bir dönemde otellerin doluluğunun iyi oranda olduğu otel fiyatlarının uçak bileti gibi ucuz olmadığı bir zamanda bu kazançların nerede hangi ekonominin içinde değerlendirildiği ve halka yansımadığını görmek için ekonomist olmaya gerek yoktur, ekonomide yerel kaynakların yerel işletmelerin artmasıyla yere iş gücünün gelişmesi ile ülkenin kaynaklarının ülke içerisinde değerlendirileceği gerçeği gözden kaçırılarak sermayenin ve işgücünün plansızlığı sonucu yaşadığımız ekonomik sosyal ve siyasal sorunların daha da büyüyeceği gerçeği ortada durmaktadır.
Bu gerçeklik üzerinden bu krizde hükümetin şu önerileri ile aşacağımıza inanan iş insanları esnaflar ve üreticileri şapkaların önüne koyarak bu mücadeleyi bu şekilde sürdürülemeyeceğini ortaya koymanın zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Evet borçlanın borçlarınızı yapılandırın olmazsa bir daha borçlanın diyerek kriz atlatmaya çalışan hükümetin çalışmalarının çok yoğun ve etkili olduğu bu söylemlerle ortaya çıkmıştır.
Özel sektör işletmelerinin başlıca ana giderlerinden bir tanesi olan kira giderinin hükümetin açıklamalarının içinde yer almaması özel sektörün ekonominin en büyük çarpanı olmasına rağmen yalnız olduğunu bilmelidir.
Hizmet sektöründe mikro ve orta boy işletmelerin gelirleri % 90 türk parası, giderlerin ise % 90 ise döviz cinsinden olması krızin vahametini göstermektedir.
Hükümet devletin kiracısı olarak devlet emlak’ın dışındaki hiçbir yerde kur sabitleme uygulamasını açıklamaması kriz yönetimi noktasındaki etkin çalışmalarının ne denli bolduğunu buradan anlıyoruz.
Birçok esnaf iş insanı vakıflar eski eserler turizm kiracıları ve buna benzer kamu mallarının kiralanması noktasındaki kur sabitlemesini görmediğimizi söylemek istiyorum.
10 Binlerce işletmenin özel sektör kiracısı olduğunu düşünürsek bu konuda sorumluluk almayan ve sadece stopaj vergilerini hatırlatma üzerinden sözünü söyleyebilecek kadar bir iradeyi ortaya koyabilen hükümetin bu kriz ve sonrasında ülkede yaşanacak iş gücü kaybı ve kapanan iş yerlerinin ekonomideki etkisini hangi formülle nasıl çözeceğini son açıklamalarında açıklamıştır.
Çocuklarda skolyozun erken tanısında ebeveynlere de görev düşüyor