Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi ?

Yönetmen Hüseyin Köroğlu 1939 Varşova,1974 Kıbrıs çok yakın süreçte Ukrayna,Gazze ‘de yaşananlara sahip olma tutkusuyla tüm canlıları yok etme sevdasını, tek başlık altında toplama başarısının dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk ‘ün  ‘YURTTA BARIŞ ,DÜNYADA BARIŞ’ sözüyle noktaladığını bir kez daha bu çalışmasında bizlere yinelemiştir..

Üstte adı yazılı oyun Polonya’nın Nazi işgali öncesinde Varşova Tiyatrosunda , Hitler karşıtı bir oyunun genel provasıyla başlayan ve sansür mekanizmasının olaya intikaline ilişkin durumun önceki çalışmaları  olan’ Hamlet’oyunu  ile devamını  zorunlu hale  getiren ve yine de olmazları bitmeyen tiyatronun  yönetmeni ve oyuncuları olan Jozef Tura, eşi Maria  ile Varşova Tiyatrosu  oyuncuları işgal sonrası tiyatronun kapanmasıyla işsizlikle birlikte casusluk anlamında bir sorunla karşılaşmalarıyla ellerinde bulunan sanatsal enstrümanlarıyla yeniden gülerek,düşünerek,ağlayarak,direnerek sanatın savaşa karşı olağan üstü direnişinde  birleşirler.

Birlikte  yeniden,  yine hayata sanatın ayna tutuşunun mükemmelliğiyle  çok başarılı bir oyun, çalışmaya  yönetmen-oyuncu Hüseyin Köroğlu , Şenay Saçbüker ve diğer oyuncu arkadaşları da  birlikte kocaman   imzalarını  atarak aynen başlamışlardır..

İBB Şehir Tiyatrolarının repertuarında 2024 sezonunda  yer alan bu oyunun evrenselliği ve güncelliği nedeniyle gelecek sezonda da yer alması  seyirci olarak  sıcak temennimizdir.

Yönetmen Hüseyin Köroğlu’nun çocuk yaşta tanıklık ettiğİ Kıbrıs ‘a ilişkin savaş yıllarının ölümle, yaşam arasında süren gel-gitlerinin en önemli sonucu masum insanlarla kadın ve çocukların bariz şekilde bu olaylardan  fazlasıyla etkilenmesi olmuştur. Güncelliğiyle hayatımızda halen yeri  olan Ukrayna , Gazze’yi  bunun en taze örneği olarak  belirtmek mutlak gereklidir. Biraz yorgun ,biraz sıkıntılı biraz da herkesden daha farklı heyecanlarla bu hayata bu insanlar  gerçek ve çok anlamlı   nefes olmaktadır.

Yönetmen ve oyuncu olarak oyuna dahil olmanın gerçekten zor olarak benimsenen görüşler olarak tiyatro sanatında  Hüseyin Köroğlu’nu  tüm bilgimle destekliyorum.

Yönetmen Köroğlu’nun  oyunun yaşam ve ölüm temalarını birlikte dengeli biçimde ele alması anladığım kadarıyla önceliği olmuş.Savaşla çok küçük yaşta tanışmış olması onu zorlukları aşabilen bireyler sınıfına azmi,direnişi ve akıl yoluyla çözümlenebilir örnekler tercihinde buluşması getirmiş. Ada çocuğu olarak iklimin kendisine sunduğu faydaları yarara dönüştürmenin, ailesel iyimser özelliklerle birlikte sanatın hoş görüsünde sentezleyerek zaman içinde özde iyileşebilir yanını daha çok beslemiş, yönetmen olarak da oyunda  tanıklık etmek zorunda kaldığı çaresiz çocuğu yıllar boyunca hastalıksız haliyle içinde saklamayı bilmiş  ve seyircisine  uygulamada bunu göstermeyi  başarmıştır. Barışın önderliğinde, savaşın kötü renklerinden insanların daima muaf olması isteğiyle tebessümü, akıl ,düşünceyi öne alarak hiç düşmeyen performansıyla oyunda  savaş karşıtlığına müziğe ,dansı da  katarak dekor, kostüm ,ışık ögeleriyle yeniden tüm sıcaklığıyla ,yönetmen usta geçişleriyle yazar Nick Whitby üzerinden Barışın önemini  en yalın,en gerçek  haliyle anlatmıştır.

Şenay Saçbüker(Maria Tura)Sahnede ilk defa seyrettiğim oyuncu Saçbüker’i  paylaşmak isterim ki sahne çok sevmiş.Sahnede biçimsel olarak çok güzel bir kadın , adeta bir bibloyu  izliyorsunuz.Biçimsel bu güzelliği oyunculuk başarısıyla sarıp sarmalayan ve rolünün tüm renklerini en doğal haliyle üzerinde gerek beden dili gerekse mimikleriyle bütünleştiren bu kadının sahne sıcaklığı gerçekten seyirciye tümüyle  geçebilmektedir… Oyunda Josef Tura eşi  olarak tanıdığımız  Maria, Varşova Tiyatrosunun  hayli hayran kitlesine sahip oyuncusu olarak   yine bir hayranı nedeniyle bir casusluk olayının çözümüne de  yardımcı olmuştur.Hüseyin Köroğlu (JosefTura) rölüyle kıskanalacak yönetmenlik başarısını oyunculuğuyla taçlandırmış.Sahnede her devinimi ölçülü, arkadaşlarının rolünü asla gölgelemeyen ve kendinin oyunculuk anlamında başarısında takım oyunculuk esasını güçlü yönetmen kimliğiyle merkeze taşımıştır.